Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'da yaşayan Mehmet Yaşar ve eşi Hatice Yaşar'ı 26 Mayıs'ta telefon dolandırıcıları aradı. Kendisini polis olarak tanıtan dolandırıcı, Mehmet Yaşar'ın adına 3 tane telefon hattı açıldığını ve bu hatlar üzerinden dolandırıcılık yapıldığını söyledi.
Dolandırıcıların sözüne inanan Yaşar, teminat olarak yatırılması gereken para için bankadan 50 bin liralık kredi çekerek dolandırıcının hesabına yatırdı. Bu sırada komşularına da ulaşan dolandırıcılar, komşularındaki para ve altın dolu çantayı da Mehmet Yaşar'a teslim ettirdi. Komşularının 390 bin lirasını da dolandırıcıların hesabına yatıran Yaşar, toplamda 480 bin lirayı dolandırıcılara kaptırdı.
Sadece emekli maaşı olan Mehmet Yaşar, dolandırıcının kendisine hiç telefonu kapattırmadığını belirterek, “Mayıs ayının 26'sında öğle saatlerinde bir telefon geldi. Telefondaki ‘Ben Hakan Kılıç sizi karakoldan arıyorum' dedi. ‘Sizin üstünüze 3 tane telefon çıkmış. Bundan dolayı dolandırıcılık olmuş. Bundan sizin haberiniz yok. Bunu bulmak için karakola gelmeniz lazım. Evden çıkarken de kimseyle görüşmeyin' dedi. Gelirken de bankayla ilgili kartları sordu. Maaş kartım olduğunu söyledim. Telefonumu kapattırmadı. Karakola yetişince bana haber ver dedi. Sonrasında buraya gelme, ben buradaki işleri yapıyorum. Ben seni bankaya yönlendireceğim, buraya sonra geleceksin. Bankaya gidip teminat amaçlı bizim hesaba para yatıracaksınız. En yakın sürede geri sizin hesabınıza yatırılacaktır' dedi. 50 bin TL kredi çektim. Daha sonra telefondaki şahsa yatırdığımı söyledim. Taksi ile devlet hastanesine gitmemi söylediler. Oraya gittim” dedi.
Mehmet Yaşar, dolandırıcıların hastanede yanına eşinin para dolu çanta ile geleceğini ve bu paranın devletin olduğunu söylediklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Bizim gönderdiğimiz para çantası var onları kuyumcuya bozdur, vereceğim hesaba yatır' dedi. Eşiniz geliyor, eşinizdeki siyah çantayı alın, hiçbir şekilde konuşmayın, çünkü dinleniyorsunuz dediler. Hastanedeyken eşimi ve komşumu da arayıp konuşturuyorlar. Onları da korkutmuşlar. Bu gönderdikleri çantayı alarak ticari taksi ile çarşıya geldim. Kuyumcudan bozdurup parayı getirin dediler. İki kuyumcudan bozdurdum. Bankaya gidene kadar konuştuk. Bana işlemleri bitirene kadar telefonu kapatmamamı, işlem bitince de haber vermemi söyledi. 390 bin TL parayı saydırıp söyledikleri hesaba yatırdım. Bu arada kafam sanki manyetik bir şekilde hiç uyanamadım bu işe. Çıktıktan sonra yatırdığımı söyledim. Şimdi ne olacağını sordum. Senin masraflarını vermemiz için İskenderun'a gitmen gerekiyor dediler. İskenderun'da görevli arkadaşlarımız var dediler. Taksiye bin git dediler. Param yok deyince maaş kartından çekersin dediler. Buraya geldiğinde paranı vereceğiz dediler."
Taksiye binerek İskenderun ilçesine giden ve eşini aradığında dolandırıldığını anladığını belirten Yaşar, “Tam oraya yetiştiğimde şarjın bitmek üzere olduğunu söyledim. Telefoncuya gidip şarjı doldurdum. O arada hanımımı arayım dedim. Onu da konuşturuyorlardı. Telefoncudan telefonu aldım aradım. Baktım damadım, kızım ve gerçek polisler bana neredesin, ne yaptın diye sormaya başladılar. Ben de başımdan geçenleri anlattım. Dolandırıcı şahıs kaç defa aradı, açmadım. Çantanın komşularıma ait olduğunu iş işten geçtiğinde anladım” dedi.
Dolandırıcılık konusunda telefonuna uyarı mesajları geldiğini ve televizyonda da bir çok kez izlemesine rağmen bir türlü dolandırıldığını anlayamadığını belirten Yaşar, “Daha önce bu tür şeyleri çok duydum. Telefonuma da mesaj geliyor. Televizyonda da görüyorum. Bu adamın konuşması beni sanki uyuşturdu. Toplam kaybımız benim ve komşumun 450-480 Bin TL'den fazla” dedi.
Eşi Hatice Yaşar ise kendisini ve komşularını aynı anda telefonda oyaladıklarını ve bir an önce yakalanmalarını istediğini belirterek, “Yakalanmalarını istiyorum. Canımız yandı. Komşularımızın yüzüne bakamıyorum. Bizim suçumuz yok. Onu da konuşturmuşlar. Beni de konuşturmuşlar” dedi.