Savaşın kötü olduğunu vurgulayan İsa Murad, "Evet görünüşte bu bir savaş ve savaş gerçekten iyi bir şey değil. Ama İran'ın savaşma gibi bir niyeti yoktu. Ancak Iraklılar ülkemizi işgal etmiştiler ve ülke sınırlarımızı savunma dışında başka bir seçeneğimiz yoktu" dedi.
“Ülkemizin güney şehirleri bu savaştan daha çok etkilendi”
Tahran'da bulunan İran-Irak savaş müzesinin girişinde savaştan kalan askeri araçlar, tanklar, savaş uçakları ve Irak güçlerinden kazanılan ganimetler sergileniyor. İranlıların da ilgi gösterdiği savaş müzesinde gençler tanklar ve uçaksavarların üzerlerine çıkarak resimler çekiniyorlar. Irak ile 8 yıl süren savaşı tecrübe etmemiş olan İranlı gençler savaş hakkındaki hatıralar ve bilgileri ailelerinden ve okullardan alıyorlar.
Henüz 17 ve 19 yaşlarında olan Mitra ve Yelda Azami kardeşler, "Biz savaş döneminde yoktuk. Ama aile büyüklerimizden savaş dönemine dair hatıralarını dinlerdik. Çok zor ve stresli bir dönem olduğunu anlatırlardı. Ülkemizin güney şehirleri bu savaştan daha çok etkilendi. Hala da etkileri o bölgelerde devam ediyor. Savaş yaşanmasaydı belki ülkemizin güney şehirleri daha refah ve iyi bir durumda olabilirdi" ifadelerini kullandılar.
Bir diğer İranlı genç Babak Bagheri ise savaş dönemine ilişkin çok bir bilgisi olmadığını belirterek, "Savaş dönemi hakkında pek bir bilgim yok. Bazen okullarda o döneme dair bilgiler verilirdi. Ama şunu kesin olarak söylemeliyim ki, savaş gerçekten iyi bir şey değil. Şu an her ne kadar sorunlar olsa da ülkemizin güvenliği iyi bir durumda. Ve böyle kalmasını tercih ederim" dedi.
“Bu savaşın en fazla bir yıl süreceğini düşünüyorduk”
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Türkmen Milletvekili Azat Küreci ise savaşın başlangıcıyla ilgili yaşadıklarını anlatarak, “Sabah okula gittik bir baktık fakülte kapısı kapalı, bazı arkadaşların savaşın başladığından haberleri vardı ve bize Irak - İran savaşının başladığını söylediler. Kısa bir süre sonra İran uçakları Musul'u bombaladı. Bir hafta kadar üniversitenin yeniden açılmasını bekledik. Daha sonra tatil ilan edildiği söylendi. 1-2 ay evde oturduk. Daha sonra mesai yeniden başladı. Bu savaşın birkaç ay veya en fazla bir yıl süreceğini düşünüyorduk. Ama aradan 1 yıl geçti ve savaş durmadı. Daha sonra yavaş yavaş bazı şeyleri fark ettik. Bazı arkadaşlarımız savaşta yakın akrabalarını kaybettiler ve kızlar siyah giymeye başladılar. Ondan sonra her şey değişmeye başladı. Üniversitedeki o neşe o mutluluk kalmadı. Ama aradan 1 yıl geçtikten sonra insanlar bu ortama alışmaya başladı ve düğün yapıldı eskisi gibi” ifadelerini kullandı.
“Bu savaş bir kurtuluş ya da vatanı savunma savaşı değildi”
Irak - İran savaşının 20. yüzyılda yaşanan 2. Dünya Savaşı'ndan daha uzun sürdüğünün altını çizen Araştırmacı ve Yazar Dr. Nurettin Musullu bu savaşın daha çok bir mezhep savaşı olduğunu söyledi. Musullu, “Irak-İran Savaşı 8 sene sürdü ve bu 8 yıl boyunca gerek Irak gerek de İran'da insanlar kötü günler yaşadı” ifadelerini kullandı. Musullu, “Bu savaş bir kurtuluş ya da vatanı savunma savaşı değildi. Daha çok bir mezhep savaşıydı” dedi.
Araştırmacı ve Yazar Dr. Nurettin Musullu, Irak-İran Savaşının iki ülkeyi etkilediğini ve Irak'ın 2003'ten sonra maruz kaldığı krizlerin savaşın etkisi olduğunu dile getirerek “Savaşın sonucunda masada oturup anlaşmak ve barışmak gerek. Ama Irak-İran savaşı öyle bitmedi. Savaşın halka etkisi çok ağır oldu. Irak'ın ekonomisini, siyasetini ve halkın psikolojisini etkiledi” açıklamasını yaptı.
Gazeteci Yazar Nazım Saig ise, Irak-İran Savaşının iki ülke arasındaki sınır anlaşmazlığından kaynaklandığını belirterek “Şattülarap sınırlarında problemleri vardı. Bu sorunlar hala çözülmedi ve hala devam ediyor. İran tarafı Fars Körfezi derken Irak ise Arap Körfezi diyor. İki ülke arasındaki sorunlar büyümeye başladı. Sınırlarda zaman zaman çatışmalar yaşanıyordu. Bu, bir savaşın başlangıcıydı. Daha sonra Saddam yönetimi İran ile 1975 yılında imzaladığı Cezayir Anlaşmasını iptal etti. Bunu kabul etmeyen İran ile savaş başladı” ifadelerini kullandı.