Bağımsız kaynaklar tarafından Seine Nehri'nde yapılan su analizleri, suyun kalitesinin yüzmeye elverişli olmadığını ve insan sağlığını etkileyecek seviyede olduğunu gösterdi. 1,4 milyar euroluk bir bütçeyle temizlenen Seine Nehri'ndeki kirlilik, özellikle şiddetli yağmurlar nedeniyle artmış ve antrenmanların ertelenmesine neden olmuştu.
Seine Nehri'nde yüzme müsabakalarına katılan Belçikalı sporcu Claire Michel, yarışmalardan sonra hastalandığını ve diğer yarışmalara katılamayacağını açıklamıştı. İrlandalı sporcu Daniel Wiffen ise yüzme müsabakalarından 2 gün sonra acil bir şekilde hastaneye kaldırılıp tedavi altına alınmıştı.
Olimpiyatlarda birçok skandala imza atıldı
Olimpiyat Oyunları’nın açılışı sırasında yapılan gösterilerde birçok skandala imza atmıştı. Açılış töreninde sergilenen performanslar, büyük tepkilere neden olmuştu. Özellikle LGBT temalarının öne çıkarıldığı gösteriler, çoğu kişi tarafından dini değerlere hakaret olarak değerlendirilmişti.
Fransa'nın başörtülü sporculara getirdiği yasak, dini özgürlükler konusunda büyük bir tepkiye yol açtı. Bu karar, birçok çevre tarafından sporda ayrımcılığın ve dışlayıcılığın bir örneği olarak görülerek eleştirildi. Sporun ve birliğin evrensel değerlerini kutlamak için düzenlenen olimpiyatlarda, bazı uygulamalar organizasyonun temel fikirlerinin yok olduğu düşüncesini oluşturdu.
Olimpiyatlar öncesinde Paris’te yapılan hazırlıklar, şehrin görünmeyen yüzünü gizleme çabasını da ortaya çıkardı. Evsizlerin ve yoksulların yoğun olarak bulunduğu bölgelerde yapılan sosyal temizlik operasyonları, insan hakları savunucuları tarafından sert bir şekilde kınandı. Bu operasyonlar, sadece Olimpiyat izleyicilerine şehri daha temiz göstermek amacıyla, savunmasız bireylerin zorla yerlerinden edilmesi olarak değerlendirildi.
Halktan olimpiyatlara harcanan paraya tepki
Fransızlar, hükümetin Olimpiyat Oyunları’na harcadığı paraya tepki göstererek, bu paranın sağlık sistemine aktarılmasının daha iyi olacağını dile getirdi. Fransa'da ülke genelinde birçok acil servis, hem sağlık personelinin yetersizliği hem de aşırı yoğunluk nedeniyle geçici olarak kapılarını kapatmak zorunda kaldı.
Nantes Üniversitesi Hastanesi’nin acil servisinde yaşanan ölümler, sağlık sektöründe büyük bir yankı uyandırdı. Batı Fransa’daki birçok hastanenin kapanması ve mevcut hastanelerin aşırı yoğunluğu, Nantes’teki acil servislerde uzun bekleme sürelerine yol açtı. Son üç hafta içinde, 4 hastanın acil serviste hayatını kaybettiği bildirildi. Bu hastalardan biri, 72 yaşında bir kadın, 2-3 Ağustos gecesi sedye üzerinde 10 saat bekledikten sonra ölü bulundu. Bir diğer hasta ise uygun bir servise sevk edilmek için 50 saat bekledikten sonra yaşamını yitirdi.
Nantes Üniversitesi Hastanesi'nde sağlık çalışanları, bazı hastaların uygun bir servise alınabilmek için 70 saate kadar beklemek zorunda kaldığını belirterek, bu durumu kabul edilemez olarak nitelendirdi. Ancenis ve Montaigu gibi yakınlardaki tıbbi merkezlerin kapanması ve Saint-Nazaire, La Rochelle ve Rennes gibi diğer hastanelerdeki aşırı yoğunluk, bu durumun ana nedenleri arasında gösteriliyor.
Acil servislerdeki bu aşırı yük, hastaların ya durumlarının kötüleşmesine ya da yaşamlarının son anlarını insani olmayan koşullarda geçirmelerine neden oluyor. Sağlık çalışanları, bu tür olayların kendilerini derinden etkilediğini ve bu koşullar altında hastalara yeterince yardımcı olamamanın verdiği acıyla mücadele ettiklerini ifade ediyorlar. Sendikalar, hastanelerde yeni yatakların açılmasını ve daha fazla personel alımı yapılmasını talep ediyor.