Ekonomik ilişkileri geliştirmek için çaba sarf etiklerini söyleyen Çavuşoğlu, “İkili ticaret hacmimiz yaklaşık yüzde 50 arttı. Turizm, kültür, eğitim bu alanlarda da iş birliğimiz geliştirmek istiyoruz. Letonyaların tatil için ilk tercihi Türkiye, benim de şehrim Antalya Alanya'yı özellikle tercih ediyorlar. Letonya ile NATO çerçevesindeki iş birliğimiz de devam ediyor. Ortak coğrafyamızdaki gelişimleri değerlendirdik, bunun başında Ukrayna'da devam eden savaşı konuştuk. Ateşkesin sağlanması için sarf ettiğimiz çabalar hakkında bilgiler verdim. Tahılın ihracatı konusunda sürecin nasıl işlediğini anlattım. Tahıl ihracatı ile ilgili imzalanan anlaşma sorunsuz şekilde ilerliyor. Sürecin devamı ve kesintiye uğramaması için tüm taraflar ile çabalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
“İsveç ve Finlandiya'nın da NATO'ya alınacak olması bizim için önemli”
Letonya Dışişleri Bakanı Rinkevics ise üst düzey temasların ileriki günlerde süreceğini vurgulayarak, “En üst düzeyde temaslarımız önümüzdeki günlerde de devam edecek. Türkiye'deki dostlarımıza teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. 2 yıl önce korona virüs patlak verdiğinde pek çok vatandaşımız İstanbul Havalimanından geri geldiler. İşbirliği için yüksek bir potansiyele sahibiz. Sadece Antalya'da değil, İstanbul ve birçok yerde Letonyalı turistleri görüyoruz. Biz de Türk turist ağırlıyoruz. Tahılların Ukrayna'dan ihraç edilmesini sağlamak sadece bölge açısından değil küresel açıdan da önem arz ediyordu. İsveç ve Finlandiya'nın da NATO'ya alınacak olması bizim için önemli. Onların katılımı güvenlik gücümüzü de arttıracak. 2 ülkeyi daha aramıza katmış olduk” diye konuştu.
“Rus vatandaşlarına Schengen vizesi yaptırımı da yapılmalı”
Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Letonya Dışişleri Bakanı Rinkevics, Ukrayna Savaşının Baltık Bölgesine etkisine ilişkin, “Ukrayna'da olup bitenler, Avrupa'nın güvenliği konularını sık sık tartışıyoruz. Baltık devletleri olarak bizim de çok uzun ve acılı bir geçmişimiz var Rusya Federasyonu ile. Rusya'nın Ukrayna'da attığı adımlar Sovyetler döneminde yaşananlara çok benziyor. Rus vatandaşlarına Schengen vizesi yaptırımı da yapılmalı. NATO müttefikleri olarak birlikte bir duruş sergilememiz çok önemli. En üst düzeyde siyasi temaslar gerçekleştiriliyor bir yandan da. Büyük hedefi gözden kaçırmamamız gerekiyor, Rusya'nın saldırılarının önünde durmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu ise, 13'üncü Büyükelçiler Konferansı'nın ardından Suriye konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin, “Öncelikle barıştırma değil uzlaştırma kelimesini kullanmıştım . Sadece Suriye içerisindeki bazı provokatörler değil Türkiye içerisinde bu işi kızıştırmak isteyenler de sözlerimi çarpıttılar. Oysa benim söylediğim sözler ilk defa söylediğim sözler değil. En başından beri söylediğimiz şeyler. Bu savaş başladıktan sonra bu savaşın sonlandırılması için sarf ettiğimiz çabaların bir yansıması” dedi.
“(Suriye'de) Rejim siyasi çözüme değil askeri çözüme inanıyor”
2015 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aldığı 2254 sayılı kararı hatırlatan Çavuşoğlu, “Rejim siyasi çözüme inanmıyor, askeri çözüme inanıyor. Kalıcı bir çözüm siyasi bir çözümdür. Biz bunu başından beri söylüyoruz. Üstelik yine BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 No'lu kararı Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğüne de vurgu yapıyor. Tıpkı bizim her açıklamamızda vurguladığımız gibi” dedi.
Çavuşoğlu, Astana ve Cenevre süreçlerinin başlatıldığına dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Astana'da kimler beraber? Rejim, muhalefet ve garantör ülkeler var. Masanın etrafındalar. Rejim ve muhalifler, tutukluların değişimi dahil önemli güven artırıcı adımlar da attılar. Daha sonra Anayasa Komisyonu kurulması fikri ortaya çıktı. Anayasa Komisyonu 8 defa toplandı. Bu toplantıda 50 kişi rejimden, 50 kişi muhalefetten ve 50 kişi de sivil toplumdan toplamda 150 kişi var. Amaç yeni bir anayasa yazmak ya da mevcut anayasayı tadil etmek. Mevcut anayasanın tadil edilme amacı ise anayasadaki değişikliklerle beraber ülkeyi seçime götürmek. Tüm bunların için rejim ve muhalefetin uzlaşması gerekiyor. Benim söylediğim buydu. Farklı bir şey söyledim mi?”
“(Suriye'de) Muhalefet çünkü bize güveniyor. Hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık''
“İlk defa rejimle muhalefeti biz bir araya getirmiyoruz ama biz buna çok önemli katkı sağladık” diyen Çavuşoğlu, “Muhalefet çünkü bize güveniyor. Hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık. Suriye'de kalıcı bir barış ve istikrar için uzlaşının şart olduğunu söyledik, söylüyoruz. Bunu çarpıtmak isteyenler çarpıtabilir. Çarpıtanların kim olduğunu biliyoruz. Bayrağımıza el uzatanların eli de kırılır. Gerekli açıklamaları Suriyelilerin kendileri yaptı. Bu provokatörleri onlar da biliyor” dedi.
“Biz her zaman söylediğimizi söyledik, kim nasıl yorumlarsa”
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de teşekkür eden Çavuşoğlu, “Suriye'de bizi de tehdit eden terör örgütü PKK/YPG/PYD var. Bu teröristlerin ve DEAŞ kalıntılarının ve diğer radikal terör örgütlerinin tamamen bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor. Bu güvenliğin tesis edilmesi Suriye'nin istikrarı için de çok önemli. Biz her zaman söylediğimizi söyledik. Kim nasıl yorumlarsa. Bizim o görüşmemiz ayaküstü, yemek öncesi diğer bakanlarla sohbet ederken geldi sohbet ettik” açıklamasında bulundu.