Astımda zaman içinde değişkenlik gösterebilen nefes darlığı, öksürük, hırıltı, göğüs de sıkışma gibi semptomlar mevcut olduğunu söyleyen Güzel; “Astım gelişiminde genetik ve çevresel faktörler rol oynamaktadır. Çevresel faktörler arasında; iç ve dış ortam hava kirliliği, sigara, solunum yolu enfeksiyonları, mesleki duyarlaştırıcılar, ev içi akarları, ev hayvanları, küf mantarları, polenler gibi alerjenler yer almaktadır. Allerjik astım, astım fenotiplerinden biridir. Alerjik astımlı kişilerde mevsimsel alerjik rinit, ürtiker, egzama gibi diğer alerjik hastalıklar daha sıklıkla görülmektedir. Astım hastası tetikleyici faktörlerin farkında olursa ve bu tetikleyici faktörlere karşı önlemini alırsa hastalığının kontrolünü çok daha rahat sağlayacaktır. Astım semptomlarının tetikleyicileri ise alerjenler, enfeksiyonlar, irritenlar (toz, sigara, boya gibi), havadaki ısı ve nem değişikliği, ilaçlar ve iklim değişimidir” diye konuştu.
‘‘Astım hastaları klima kullanırken çok dikkatli olmalı''
“Havanın aşırı sıcak ve nemli olması, hava ısısındaki ani değişimler astım hastaları için oldukça zorlayıcıdır” diyen Güzel sözlerine şöyle devam etti; “Aşırı sıcak ve nemli havada küf mantarları ve ev akarlarının çoğalması artacaktır. Bu da astım alevlenmesine neden olabilir. Sıcak yaz günlerinde ortam havasını soğutmak amacıyla klima kullanımı kaçınılmazdır. Astımlı hastaların bulunduğu ortamdaki havanın nemi, ısısı, partikül yoğunluğu oldukça önemlidir. Dışarıdaki havayı ve/veya iç ortamdaki havayı alarak soğutarak geri veren klimalar filtreleri sayesinde havadaki zararlı partikülleri temizlemiş olur. Aşırı sıcak havanın astım hastaları için zorlaştırıcı bir faktör olduğu da göz önüne alındığında astım hastaları belli kurallara dikkat ederek klima kullanabilir'' ifadelerini kullandı.
Klima filtreleri sürekli nemli olduğu için zaman içerisinde filtrelerde biriken tozlarda mantar ve bakteri gibi mikroorganizmaların üreyebileceğini söyleyen Güzel, ‘‘Bu mikroorganizmalar havaya karıştığında akciğer enfeksiyonlarına ya da astım hastalarının şikayetlerinin artmasına neden olur. Periyodik bakımı yapılmayan klimalarda filtrelerde biriken tozlar havaya karışacağından alerjik kişilerde hapşırma, burun akıntısı, gözlerde yaşarma gibi alerji şikâyetlerinin başlamasına ya da öksürük, nefes darlığı, hırıltı gibi astım şikâyetlerinin başlamasına neden olabilir. Bu nedenle klimaların en az yılda iki kez periyodik bakımı mutlaka yapılmalıdır. Periyodik bakımı yapılmayan klimalar hoş olmayan kokulara neden olur. Bu kokular da astım hastalarının yakınmalarının artmasına neden olabilir'' şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Aygül Güzel sözlerini şöyle sürdürdü: “Klimaların diğer bir olumsuz etkisi ise; özellikle nem - hava koruma özelliği olan klimalar seçilmemişse havayı kurutmasıdır. Nem dengesi sağlanmazsa zararlı partiküllerin solunum yollarına ulaşması kolaylaşır. Böylece akciğer enfeksiyonları ve ya solunum bulguları ortaya çıkabilir. Klima kullanırken ortam aniden soğutulursa bronş hiperreaktivitesi gelişir ve öksürük, nefes darlığı gibi yakınmalar oluşabilir. Bu nedenle ortam yavaşça soğutulmalıdır.”
‘‘Astım hastaları uzun süre klima kullanmaktan kaçınmalı''
Klimalı ortamlarda doğal hava akışının sağlanması gerektiğini de ifade eden Güzel, ‘‘Astımlı hastalar klima kullanırken dikkatli olmaları ve uzun süre klima kullanmaktan kaçınmaları gerekiyor. Filtre kalitesi yüksek klimalar kullanılmalı, periyodik klima bakımları mutlaka yapılmalı, nem- hava koruma özelliği olan klimalar kullanılmalı, klima çalışmaya başladığında ortam çok hızlı değil, yavaş yavaş soğutulmalı, gün içinde klima aralıklı kapatılarak doğal hava dolaşımı sağlanmalı ve klimanın soğuttuğu hava ile doğrudan temastan kaçınılmalıdır'' dedi.