Erzurumbulten-Elazığ'da 50 yaşındaki öğretim görevlisi Rüçhan Keçeci, 15 yıldır atık metalleri işleyerek birbirinden farklı 300’ü aşkın eser yapmanın gururunu yaşıyor.
Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim görevlisi Rüçhan Keçeci (50), 15 yıldır atölyesinde 'Metal benim enstrümanım oldu' dediği doğadaki atık metalleri sanat eserine çeviriyor. 2 çocuk babası Keçeci, atık metal ve demirlerden El Cezeri heykelli güneş saati, Mustafa Kemal Atatürk büstü, Elazığ yöresine ait halk oyunları oyuncuları, bank, masa, sandalye ve 3 boyutlu tasarımlar yapıyor. Yurt içi ve yurt dışı birçok ödül alan Keçeci, eserlerini işlerken sosyal ve kültürel mesajlar vermeyi de ihmal etmezken, hayallerinin arasında atık malzemelerden oluşan bir müze açmak olduğunu belirtti.
Her türlü atık malzemeyi kullanmaya başladım
Yaklaşık 15 yıldır katı atıkları sanat eserlerine dönüştürdüğünü dile getiren Rüçhan Keçeci, “İlk başlarda katı atıklardan metali kullanıyordum son zamanlarda atık diyebileceğimiz her türlü malzemeyi buradaki eserlerde kullanmaya başladım. 300’ün üzerinde eserim oldu. Yapmış olduğum eserleri Türkiye’de ve farklı ülkelerde sergileme fırsatım oldu. Büyük etkinliklerde, alışveriş merkezlerinde, fuarlarda sergiler yapıyorum. Şu anda ise Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesinin bodrum katında bir sergi yaptım. Niyetim atık malzemelerden yapılmış konseptli bir müze açmak. Müzenin içerisinde ‘Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ait bir alanımız olacak. Aynı zamanda Türk büyüklerinden oluşan bir alanımız ve Çanakkale’yi, geçmişimizi anlatan, destansı maziyi anlatan alandan oluşan bir müzeyi düşünüyorum” dedi.
Şu anda atık malzemelerden oluşan ejderha yapmaya çalıştıklarını dile getiren Keçeci, "Herkese hitap edecek konulara çalışmaya gayret ediyoruz. Bir taraftan bitkileri, botanikleri, böcekleri anlatan tasvirlerimiz var bir taraftan geri dönüşümden oluşan banklar, sandalyeler ve masalar var bir taraftan da fantastik, kurgu filmlerine ait mitolojimizde de olan ejderhalar ve gri fonlar da yapmaya çalışıyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ü daha fazla çalışmaya gayret ettik. Atıklardan cıvatanın özellikle somun kısımlarını kullanarak yapmaya çalıştık aynı şekilde Seyit Onbaşı’yı yapmaya çalıştık. . Eserlerimiz bazen bir buçuk ay gibi bir zamanı kapsıyor, bazen üç aylık bir zamanı kapsıyor bazen de malzemelerimiz denk oluyor bu sayede 20 gün içerisinde de eserlerimizi bitirdiğimiz oluyor" diye konuştu.