GÜNDEMHaber Girişi : 25 Ekim 2022 16:33

15 Temmuz şehidinin gazi kızı ağlattı

15 Temmuz şehidinin gazi kızı ağlattı

 

15 TEMMUZ'da şehit olan babası Hasan Yılmaz'ın (42) Erzurum'da isminin verildiği okulda düzenlenen anma törenine katılan gazi Birgül Biçinci (22), yaşadıklarını anlatınca katılımcılar ağladı. Biçinci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla, Kahramankazan'da babasıyla evden çıktığını söyleyerek, "Amacımız Akıncı Üssü'ne giderek bomba yağdıran uçakların uçmasına engel olmaktı. On binlerce insan vardı. Hainler ateş açtılar. Babam elimi tutup beni kendine çekti ve üzerime kapandı. 16 yaşındaydım" dedi.

 

Erzurum'un Palandöken ilçesinde, FETÖ’ye ait el konulan kampüsteki binaların düzenlenmesi sonucu 'Millet Okulları' adı verilen yerleşkede Şehit Murat Ellik İlkokulu, Şehit Yakup Sürücü Anadolu Lisesi ve Şehit Hasan Yılmaz Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve 15 Temmuz Şehitleri İmam Hatip Ortaokulu adıyla okullar açıldı. Babası Hasan Yılmaz'ın adını taşıyan okulda düzenlenen '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü' programına Ankara'dan annesi Dilek Yılmaz (40), kız kardeşi Rabia Yılmaz (18), eşi Metehan Biçinci (26) ve 2,5 yaşındaki kızı İdil ile katılan Birgül Biçinci duygusal anlar yaşadı. Türkiye'nin en genç kadın gazisi olduğunu söyleyen Biçinci, programda hem ağladı hem de ağlattı. Sahneye eşiyle çıkan Birgül Biçinci'nin anlattıkları, programa katılan ilçe protokolünü, öğretmenleri ve öğrencileri ağlattı. Bu anlarda bazı öğrenciler katılımcılara mendil dağıttı.

 

 

 

'EZANLARIN RUHUMUZU KABARTTIĞINI GÖREN HAİNLER, MİNARELERİ TARADI'

 

 

Yaşadıklarını unutmanın mümkün olmadığını belirten Birgül Biçinci, "Kahramankazan'da oturuyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla bir fabrikada işçi olarak çalışan babamla el ele tutup evden çıkarak meydanlara indik. Dışarıya çıktığımızda salalar veriliyor, anonslar yapılarak halkın belediyenin önüne toplanması isteniyordu. Biz de oraya gittik, ben 16, babam da 42 yaşındaydı. Beş dakikada Kazan halkının komple meydana indiğini gördük. Havaalanına gitmemiz gerektiğini, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın oraya indirileceğini söylediler. Tam hazırlandık, oraya gidecekken orada çok fazla insan yığılımınım olduğunu, asıl gitmemiz gereken yerin Akıncı Üssü olduğu söylendi. Çünkü bütün Türkiye'yi bombalayan uçaklar Akıncı Üssü'nden kalkıyordu. Babamla araca bindik ve Akıncı Üssü'ne gittik. Yaklaşık 100 kişi vardı. Hainlerle karşı karşıyaydık. Oraya gittiğimizde elektrikler vardı ve minarelerde ezanlar okunuyordu. Baktılar ki insanlar burada çoğalacak, o ezanlar da bizim içimizdeki ruhu kabartıyor, hainlerin minareleri silahla tarayıp ezanları susturduğuna şahit olduk. Elektriği kestiler ki aydınlık olamasın, biz onları göremeyelim. Etraf çok karanlıktı. Amacımız Akıncı Üssü'ne gireceğiz ki o uçakların uçmasını engelleyelim" diye konuştu.

 

9 ŞEHİT VERİLDİ

 

15 Temmuz askeri darbe girişiminde ilçe halkı olarak gösterdikleri çabayla, 1'i babası olmak üzere 9 şehit vererek darbecilere direnmelerinden dolayı ilçenin isminin, 25 Ekim 2016'da kanunla, 'Kahramankazan' olarak değiştirildiğini hatırlatan Birgül Biçinci, "Akıncılar Üssü'ne bir anda binlerce kişi toplandı. Biz ilerlemeye başlayınca hainler baktılar ki çok dirayetliyiz, uyarı ateşi açıp korkutmak istediler. Havaya bir ateş açtılar, daha sonra baktılar ki o ateş bizi daha da heybetlendirip, heyecanlandırdı. İçeri girmeye çalışınca onları biraz ileri götürdük. Hainler hemen, 'Bir İstiklal Marşı okuyalım' dediler. Neden? Çünkü Türk halkıyız, İstiklal Marşı'na da saygı duyuyoruz, duruyoruz. İstiklal Marşı bitiyor, biz yine 'Hadi ya Allah Bismillah' diyerek içeri girmeye çalışıyoruz. Bize, 'Bir durun, bir sakin olun' diyorlar. Bir tane yaşlı amcanın oradan asker üniforması giyen hainle diyaloglarına şahit oldum. Amca, 'Ben de askere gittim. Benim oğlum da şu an askerde ama bu üniformayı giyip de hiçbir zaman bir vatandaşımıza silah doğrultmadık' dedi. O da amcaya, 'Bu bir emir, biz bu emirlerden dolayı buradayız. Bu bir görev' diyorlardı. Daha sonra aralarından bir tanesi 'Hadi gidin, bir durun, bir sakin olun' diyordu. Bir başkası da 'Hiç gitmesinler, sakin olmasınlar, zaten sabaha cenaze namazları kılınacak' dedi. Babamın ertesi gün cenaze namazı kılındı. Bir tane motosiklet geldi. Üzerinde bir tane üniforma ve yüzünde maske vardı. O içeri girdikten yaklaşık 5 dakika sonra bizi 04.30 sıralarında yaylım ateşi ile taradılar. Babamın önündeyim. Ben hainlerin ateşlerine daha yakın durumdayım. Sağımız, solumuz duvar, kaçabilmemiz için 10 bin insanı aşmamız lazımdı. Babam, elimi tutup beni kendine çekti ve üzerime kapaklandı. Kendini bana siper ettiği anda babamı başından vurdular. Beyni komple dağılmış, ondan çıkan şarapnel parçalarıyla sol gözümden yaralandım. Kafam komple babamın kemikleriyle doluydu. Daha sonra sağıma bakıyorum, soluma bakıyorum, yere bakıyorum hep insan ama her yerleri kopmuş. Birinin beyni dağılmış, birinin iç organları dışarıda. Hainler de 'Bir şey yok, plastik mermi' diyorlardı. 16 yaşındayım, kanlar karanlığı kıpkırmızı yapmıştı. Ambulansların geçmesine izin vermediler. Oradaki gazileri, şehitleri almalarına izin vermediler. Yaşanan kargaşada babamı kaybettim" diye konuştu.

 

 

 

'HASTANE KAN GÖLÜ, ÇEKPASLARLA KANLARI ÇEKİYORLARDI'

 

 

Babasını bulmak için Kazan Hastanesi'ne gittiğini ancak isminin ne gazi, ne de şehit listesinde olmadığını ifade eden Biçinci, şunları söyledi:

 

"Hastane kan gölü, çekpaslarla kanları tuvaletlere çekiyorlardı ki insanlar, hemşireler, doktorlar rahat hareket etsin. Daha sonra aklıma annemle amcamı aramak geldi. Aradım ve onlara 'biz tarandık, ateş altında kaldık babamı kaybettim.' Halbuki o sırada gözüm yaralı, kafam komple babamın kemikleriyle dolu ama kendimde hiç yara, acı ve sızı hissetmiyorum. Amacım babamı bulmak. Dediler ki 'Kazan'da yoksa Yenimahalle Devlet Hastanesi'nde olabilir'. Amcalarımla Yenimahalle Devlet Hastanesi'ne gittik, oraya giderken hala Yeni Mahalle'nin orada Meclisi bombaladıklarına bizzat kendimiz şahit olduk. Amcalarım ve ben içeri girdiğimde babamı arıyorum deyince 'Sen de yaralısın hissetmiyor musun' dediler, 'Hayır' dedim, 'Kendim yaralı değilim. Bir şeyim yok. Siz babamla ilgili bir bilgi verin'. Daha sonra beni muayene ettiler. Amcamlara o sırada şehadet haberi gelmiş. Geri Kazan'a geldik. Babamı hiç görmedim. Konduramadım kendime o şekilde görmeyi ama sadece şunu dedim 'Vatan sağ olsun'. Vatanımız kurtuldu mu? Çok şükür ki Allah kötüye fırsat vermedi. 9 şehit verdik, 92 gazinin içerisindeyim. 2 ay tedavi gördüm ve iyileştim. Bu vatana bu can feda, yine olsa yine çıkarım. Ama sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına şunu söylemek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'ne babamın kanı helaldir ta ki bizi unuttururlarsa, 15 Temmuz'u, 15 Temmuz şehitlerinin, gazilerinin kanı yerde kalırsa babamın hakkı hiç kimseye helal olmasın."

 

15 TEMMUZ ŞEHİDİNİN KADEŞİYLE EVLENDİ

 

15 Temmuz şehidi Lokman Biçinci'nin kardeşi Metehan Biçinci ile 2019 yılında evlendiğini ve 1 kızının olduğunu sözlerine ekleyen gazi Birgül Biçinci, "Eşimle konuşuyoruz, 'yine olsa ne yaparız' diye. Hiç düşünmem diyorum, hiç korkmam o anı yaşadım. Elime bayrağımı alır, nasıl ki Erzurum'da Nene Hatun savaşmış, çocuğunu almış cepheye koşmuşsa, ben de aynı şekilde gerekirse kızımı alır yine çıkarım. Babasız 5 yıl geçti. Acımız, duygumuz hiç dinmedi. Her zaman diyorum ki; sanki bize her gün 15 Temmuz. Babasız geçen bir günün anlamı yok. Bayramdı, bayram çıkışıydı, bayramlık kıyafetini giydi, gitti. Şimdi bayramlar bize zehir, hiç istemiyorum babasız bir bayram geçirmek. Bayramlık kıyafetiyle şehit oldu. Zor, Allah kimseye yaşatmasın. Bütün şehit ailelerine de sabır diliyorum. Gazilere de Rabb'im şifa versin" diye konuştu.

 

 

Törenin ardından Şehit Hasan Yılmaz Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdiresi Vahide Kıyıcı ve öğrenciler, aileye çiçek verip, hatıra fotoğrafı çektirdi.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.